Tülay Yıldırım | 18 Mayıs 2021 Salı | 987 |
Marka Olabilmek
Marka; işletmeleri, ürünleri ya da kişileri birbirinden ayırt eden unsurlar olarak ifade edilebilir.
Temelde bir işaret, sayı, yazı, sembol, renk gibi bir ayırt edici kullanılmaktadır.
19 yüzyılda tarım toplumunda hayvan sahiplerinin kendine ait olanı belirlemek amacıyla, hayvanları damgalaması günümüzdeki marka kavramının kökenini oluşturmaktadır. Elbette bugün “marka” , işaretler topluluğu, logolar, sesler ya da benzer unsurlarla beraber bunların çok daha ötesinde anlamlar taşımaktadır.
Amerikan Pazarlama Birliği’ nin marka tanımı şu şekildedir; “Marka, bir isim, terim, işaret, sembol ya da diğer göstergelerin bir satıcının ürününü diğerlerinden ayırt edici nitelikte olmasıdır.”
Bir marka değerinden bahsedebilmek için 4 önemli kriter söz konusudur.
Marka günümüzde fiziksel özellikler ve getireceği faydalar dışında soyut faydalar da içermektedir. Markanın ürün, hizmet ya da kişi ile oluşturmaya çalıştığı izlenim ile zihinlerde oluşan marka izlenimi aynı şey olmayabilir. Duygusal unsurlar, tüketicinin geçmiş deneyimleri, çevresel faktörler ve daha pek çok sebep bir markanın zihinlerdeki konumunu etkileyebilir.
Pazarlamanın duayenlerinden Philip Kotler’ e göre marka aynı zamanda bir vaadidir. Tüketicinin elde edeceği faydanın devamlılığını, garantisini vadeder.
Marka olabilmek ve zihinlerde değerli bir marka haline gelmek kolay değildir. Üzerinde çalışılması gereken, değişen koşullara göre yapılanabilen, stratejik kararlar ve adımlar gerektiren bir değerdir.
Marka değerine sahip olmak ticari olarak pek çok avantajı da elde etmek demektir.